Öğretmen adaylarımız ölçme ve değerlendirme yönetmeliği ile yazılı ve uygulamalı sınavlar yönetmeliğine ilişkin bilgiler edindiler
Fakültemiz tarafından düzenlenen “Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği ile Yazılı ve Uygulamalı Sınavlar Yönetmeliğine İlişkin Öğretmen Adaylarını Bilgilendirme Etkinliği” konulu bilgilendirme toplantısı Üniversitemiz Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Dekanımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve görevli akademisyenlerimizin ev sahipliğinde yapılan etkinlikte Ölçme ve Değerlendirme (ÖDM) Merkezi Trabzon Şube Müdürü Nilgün Mısır öğrencilere formel tavsiyeler verdi: “Ölçme gerekli ve güzeldir. Eğitimci güven verir. Kendini daima yeniler ve asla üşenmez. Ölçme-değerlendirme konusunda bize daima gelebilirsiniz.” Milli Eğitim Bakanlığı ile Üniversitemiz işbirliğindeki programda Trabzon Ölçme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Nilgün Mısır, Fakültemiz öğrencileriyle birim faaliyetlerini ve deneyimlerini paylaşırken “Yarın genç ve heyecanlı birer öğretmen olarak sahada görev alacaksınız. Unutmayın ki, salt yazılı sınavla ölçme-değerlendirme yaparak görevimizi yerinde getirmiş olmayız. Soru yazma topluluklarına katılın. Karizmatik sorular hazırlayın. Becerilerin ölçülmesi ve değerlendirilmesi için sürekli gözlem ve izleme yapmamız şart” ifadelerini kullandı.
KALİTELİ SORULAR HAZIRLAYIN, ÖĞRENCİ YAPAMASA BİLE ‘BU İYİ SORUYMUŞ’ DESİN
Öğretmen olarak atanmaları halinde eğitim bölümleri öğrencilerinin birer ölçümcü olacağını belirten Mısır, “Ölçen siz olacaksınız; ölçülenler de öğrenciler olacak. Bizim işimiz önemli, nitekim ölçme nereye, Türkiye oraya. Ölçme ile ilerleme arasında böyle bir doğru orantı var. Öğretmenin kendi kapasitesini artırması şart. Şu anda hizmet öncesi eğitim alıyorsunuz; atandığınızda hizmet içi eğitim almaya başlayacaksınız. Her öğretmen mesleki formasyonu içinde belli ölçüde ölçme-değerlendirme yapar, ne zaman ki dönüşüm gündeme gelir, o zaman arızalar başgösterir. Meslekte her an ölçme yapacaksınız. Sadece yazılı sınav yeterli değil. Yazılı yoklama; gözle gördüğümüz, dokunduğumuz ölçümlerden sadece biri. Biz arkadaşlara mutlaka soru yazdırıyoruz. Fatih Eğitim Fakültesi öğrencilerinin birçoğu da seneye açık uçlu soru yazacak. Mevcuttan temin ederim diyorsanız, aldığınızı da bir şekle sokacak kadar formüle etmek durumunda olduğunuzu bilmelisiniz. En iyisi, bizzat açık uçlu soru geliştirebilmenizdir. Yine de sınav modellerinin hiçbiri bir diğerine karşı üstün değildir. Kaliteli sorular hazırlayın. Öğrenci yapamasa bile bu ‘iyi soruymuş’ desin. Her zaman elinizde sağlam ölçekler bulunsun” dedi.
TÜRKÇE’NİN DOĞRU KULLANIMI KONUSUNDA TEK SORUMLU TÜRKÇE ÖĞRETMENLERİ Mİ?
Bilginin genelde sınavlarla ölçüldüğüne işaret eden Mısır, “Salt sınav odaklı gitmek doğru değil. Beceriyi ve öznel özellikleri ölçmek de önemli. Bunun için sürekli izleme eylemi gerekir. Ölçme gerekli ve güzeldir. Eğitimci güven verir. Kendini daima yeniler ve asla üşenmez” diye konuştu. Programın devamında merkezin gönüllü soru hazırlayıcılarından olan Fen Bilimleri Öğretmeni Emek Aydınlı, yenilenen yönetmelikteki mesleki nüanslar ve sahadaki zorluklar hakkında bilgiler verdi. Aydınlı, “Öğrenci konuyu biliyor ama kağıda aktaramıyor. Yazmayıp anlatsam nasıl olur, diye bize gelebiliyor. Merkezde bu sorunu sürekli yaşıyoruz. Köy okullarında daha büyük zorlular olduğunu biliyoruz. Yükün büyüğü Türkçe öğretmenlerine düşüyor ama dilimizin kullanımında hepimiz sorumluluk almalıyız” diye konuştu.
‘ÇOKTAN SEÇMELİ SINAVLAR’DA ÖĞRENCİ NOTTAN BAŞKA BİR KAZANIM SAĞLAYAMAZ
Dekanımız Prof. Dr. Atilla Çimer, program sonunda yaptığı konuşmada, bilgilendirme etkinliğinin son derece yararlı geçtiğini belirterek, “Bilgilerden hepimiz çok faydalandık. Biz de MEB’in bu yeni yönergesine bağlı olarak ölçme-değerlendirme derslerimizin içeriğini güncellememiz gerektiğini anladık. Biz 80’li, 90’lı yıllarda daha çok ürün odaklı ölçme-değerlendirme yöntemleri ile yetiştik. Bugün tek oturumda yapılan çoktan seçmeli-ulusal sınavlar ortak zorluk olarak kabul ediliyor. Daha çok bilişsel, bilgi ölçen sınavlara yöneldik. Çoktan seçmeli sorularda testi yapamayan öğrenciye vereceğiniz tek dönüş, sıfır notudur. Bu sorudan alabileceği başka hiçbir kazanım yoktur. Açık uçlu sorularda ise birçok kazanım bir arada söz konusu olabiliyor. Siz de öğrencinin yetkinliğini açık uçlu sorularla görebilirsiniz. Biraz yorucudur ama bunu tercih etmenin çok faydası var. Biz aynı zamanda kalite yönetimi ile uğraşıyoruz, herhangi bir veri sunduğumuz zaman YÖK bize bir ‘kanıtınız var mı’ diye soruyor. Çocuğun ‘güzel konuşamadığını, hızlı okuyamadığını ya da okuduğunu anlayamadığını gösterin’ dendiğinde bunun da bir kanıtı olması da şart. Öğretme, öğrenme ve ölçmeyi birbirinden ayıramazsınız. Hangi çıktılarla ölçüm alacaksanız ona uygun ölçme-değerlendirme araçları geliştirmek durumundasınız. Bize yeni bir pencere ve ufuk açan hocalarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.
Etkinliğin ardından Dekanımız Prof. Dr. Atilla Çimer, konuk merkez müdürüne bir teşekkür belgesi takdim etti. Fatih Eğitim Fakültemiz bünyesindeki çeşitli bölümlerde öğrenim gören ve öğretmen olmaya hazırlanan gençler de iki gün süren bilgilendirme turunun son derece yararlı geçtiğini belirterek Fakülte Yönetimimize teşekkür etti.