2-12 Aralık 2024 tarihleri arasında Öğr. Gör. Ertan Akbaş tarafından Fakültemiz idari personeline “Resmi Yazışma Kuralları Eğitimi” verildi. Değerli Hocamıza eğitim sürecindeki katkılarından ve Fakültemize hizmet veren kıymetli personellerimize ilgilerinden ve katılımlarından dolayı teşekkür ederiz.

Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu hâlen yürütmekte olduğu Türkiye Kick Boks Federasyonu As Başkanlığı ve Yönetim Kurulu üyeliğine yeniden seçildi. Kendisini tebrik ediyoruz.

Disiplinler Arası Yaklaşım Panelinde ‘Engelli Bireyler’ Tamlamasına İtiraz Fakültemiz Özel Eğitim Bölümü tarafından hazırlanan “Özel Eğitimde Disiplinler Arası Yaklaşım” konulu panel Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Programda “3 Aralık Dünya Engelliler Günü”nün tamlama yapısına ve tematik başlığına itiraz geldi. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle farkındalık oluşturma amaçlı düzenlenen programa Dekan Yardımcılarımız Doç. Dr. Bircan Eyüp ve Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni, Özel Eğitim Bölüm Başkanımız Dr. Öğr. Üyesi Raziye Erdem, hocalarımız, misafir akademisyenler ve farklı bölümlerden çok sayıda öğrenci katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda daha sonra panel bölümüne geçildi. Özel Eğitim Bölümümüzden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Aktaş ve Dr. Öğr. Üyesi Pınar Yaşar Hayal ile Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümünden Doç. Dr. Arzu Erden Güner söz aldı. Soru-cevap turları ile panel interaktif seviyeye taşındı. Moderatörlüğünü Özel Eğitim Bölümümüzden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Aktaş’ın üstlendiği panele özellikle öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Dr. Öğr. Üyesi Pınar Yaşar Hayal ‘Özel Eğitim ve 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü anlatarak başladığı sunumunda devamla özel gereksinimli çocuklar ve bunların tanımlama değerleri ile özel eğitim kapsamındaki hizmet modellerini sıraladı. Hayal’in çarpıcı tematik yaklaşımları dikkat çekti. Doç. Dr. Arzu Erden Güner, fizyoterapi hizmetleri hakkında güncel bilgiler aktarırken Dr. Öğr. Üyesi Burcu Aktaş da ‘Ailelerin hizmete dahil edilmesi’ni çarpıcı örneklendirmelerle anlattı. Panel programındaki sunumunda “3 Aralık Dünya Engelliler Günü”nün tematik başlığına itirazda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Pınar Yaşar Hayal ‘engelli’ teriminin kullanılmasına karşı olduklarını belirterek “Temanın içinde sürekli ‘engelli’ sözcüğü geçiyor. Bunun yerine ‘yetersizliği olan bireyler’ ya da ‘özel gereksinimli bireyler’ dememiz daha doğrudur. 3 Aralık için de ‘kutlama’ sözcüğü kullanılıyor; oysa 3 Aralık kutlama değil, farkındalık oluşturma günüdür. Özel eğitimle çeşitli hizmetlerini sağladığımız bireylerimiz de ‘engelli’ değil; ‘yetersizliği olan’ ya da ‘özel gereksinimi olan bireyler’dir” ifadelerini kullandı. Bahse konu yetersizliği bulunan insanlarımızın Türkiye nüfusunun yüzde 7’sini oluşturduğunu vurgulayan Hayal, “Buna karşılık yetersizliği olan her 100 bireyden sadece 22’si istihdamda kendine yer bulabiliyor. Yetersizliği olan bireylerin liderliğini güçlendirmenin, eğitmenin, küresel hedeflere ulaşmalarının ve daha kapsayıcı politikalarla sahiplenilmelerinin bir hak olduğu Birleşmiş Milletler tarafından yayımlamıştır. Bizim de ulusal anlamda bu ihtiyaç ve hakları göz önüne alarak farkındalık ve eğitimle işe başlayıp özel gereksinimli bireylerimize haklarını teslim etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Aynı konuya parmak basan Doç. Dr. Arzu Erden Güner de “Bu çağrışımlar önemli. Konunun sözcükler üzerinden anlamını kaybettiğimiz bir noktadayız. Yanlış kelime kullanınca hastalar bizi anlasalar da eğitimlerimizde doğru sözcükleri içselleştirelim. Sözsüz iletişim, iletişimin yüzde 99’u. Hareket parametreleri sözlü iletişimden çok daha belirleyici. Sözsüz iletişime önem verelim. Güçlü yönleri artırarak motivasyonu artıralım, onlara izin almadan dokunmayalım” dedi. Öğrencilere sahada karşılaşacakları olguları anlatan Güner, her hastalık ve handikabın kişiye özel alınması gerektiğinin altını çizdi. Ailelerin özel eğitimde sürece katılmasının gerekliliği konusunda söz alan Dr. Öğr. Üyesi Burcu Aktaş “Engelli terimi bizim için de çok uygun değil ama tüm yönetmeliklerde bu şekilde geçtiği için biz de yönetmeliğe uymak durumunda kalıyoruz, bunun değişmesini biz de istiyoruz” dedi. Aktaş, ailelerin izlemesi gereken yol ve yöntemleri örneklerle izah etti. Program sonunda Fatih Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcımız Doç. Dr. Bircan Eyüp ve Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni tarafından panel etkinliğine destek sağlayan akademisyenlere teşekkür belgesi verildi. Dekan Yardımcılarımız ayrıca panele katılarak destek sağlayan öğrencilere de teşekkür etti.

Fakültemiz Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Raif  Kalyoncu, 28.11.2024 tarihinde Üniversitemiz Görsel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanlığına atanmıştır. Kendilerini tebrik eder, görevinde başarılar dileriz.

Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Türkiye’nin en eski eğitim fakülteleri arasında yer alan Fatih Eğitim Fakültemizi ziyaret ederek Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu ile yardımcılarının 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı. Öğretmenler Günü münasebetiyle gerçekleştirilen ziyarette Rektörümüz Fatih Eğitim Fakültesinin eğitimci yetiştiren akademik yuvalarının başında geldiğini belirterek fakültenin akademik ve idari faaliyetlerini yakından takip ettiklerini söyledi. Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu da ziyaret ve kutlamadan duydukları memnuniyeti dile getirerek Rektör ve Rektör Yardımcılarımıza teşekkür etti. Yakın ve orta vadeli sosyal etkinliklerin planlandığı mini bir toplantının da gerçekleştirildiği ziyarette Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve Prof. Dr. Hasan Karal ile Fatih Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcılarımız Doç. Dr. Bircan Eyüp ve Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni de hazır bulundu.

Fakültemiz tarafından düzenlenen geniş katılımlı etkinlikte Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümünden Prof. Dr. Suat Ungan, “Yeniden Doğuşa Giden Yolda Öğretmen” konulu konferans verdi. Ungan, “Öğrenciyi sevmeyen öğretmen olamaz. Kuyumcu altını sevmiyorsa üç günde iflas eder. Öğretmenin ‘dinlemiyorsan çık’ diye bir seçeneği yok. Öğrenciyi sevmeye mecburuz” dedi. Geleceğin öğretmeninin neleri inşa edebileceği kavramına projeksiyon tutan konferans Üniversitemiz Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Dekan Yardımcılarımız Doç. Dr. Bircan Eyüp ve Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni’nin ev sahipliğinde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Bilal Kırımlı, farklı fakülte ve yüksekokullardan öğretim üyeleri hazır bulundu. Konferansa çevredeki orta dereceli okullardan öğretmenleri ile birlikte gelen öğrencilerin katılımı organizasyon komitesini memnun etti. Konferansı veren Prof. Dr. Suat Ungan, toplumların gelişmesinin ikinci doğuşa bağlı olduğunu belirterek, “Bundan mahrum kalanların gelişimi söz konusu olmayacaktır. İdeal öğretmen Anka Kuşu gibidir; toplumun beklentileri arttıkça ideal öğretmenin tanımı ve sorumlulukları da değişir. İdeal öğretmenin belli bir tanımı yoktur. Buna karşılık öğretmenin bir sanatçı olduğunu söyleyebiliriz. Peyami Safa, ‘meçhulün maluma gitmesine benzemekten başka bir şeye gelmeyen şiirin ne anlatılabileceğini ne öğretilebileceğini’ savunmuştur. “Anlatılsaydı her şeyin bir izahı olurdu. Öğretilebilseydi her edebiyat fakültesi mezunu da şair olurdu diyor’ Öğretmenlik de böyledir; içinizde bir potansiyel kabiliyet varsa bir yerden sonra bu büyük bir aşama kaydedebiliyor” diye konuştu. Her öğretmenin kendine has bir üsluba sahip olabileceğini ifade eden Ungan, bu konudaki betimlemesini güçlendirirken, “Birçok farklı tanımı olsa da öğretmen şair gibidir. Şahsen, tarihi tanımlar içerisinde Platon’un ‘öğretmen bir sanatçıdır’ tanımına katılıyorum. 20-25 yaşına kadar şiir hevestir, 25’ten sonra yazarsan bu kabiliyettir. Herkes de öğretmenliğe şu veya bu şekilde heveslenebilir, ulaşabilir ama ondan sonra gerçek bir sınıfa girdiğinde kendisine kanat lazım gelir. Çünkü orada uçması beklenir. Şimdi tüm çevreler ‘kanatlı kuş’ bulacağız diyor ama bunu da bir anda bulmak imkansızdır. Bunun için ciddi bir süreç ve doğru yöntemlerle öğreten öğretmen gerekir” dedi. NEDEN YENİDEN DOĞUŞ? Ungan şöyle devam etti: “Geçmişi yinelemek zorunda değiliz. Biz cümlede mutlaka özne olmak zorundayız. Özne, amil diretkendir. Çocuğu bilgiye boğduğumuz zaman onu nesneye dönüştürürüz. Geçmişe isyan başladığı zaman nesne, özne oluyor. Geçmişten getirdiğin bilgi, karakterin, seçimlerin, fikirlerin var. Birilerinin senin üzerinde ameliyat yapmasına izin vermediğin zaman özne oluyorsun. Öğretmen habbeden kubbe yapar. Zihni özgürleştirmeyen eğitimci zihnin yerinde saymasına yol açar. Bilginin, teknolojiye dönüşmesi bir güçtür. Allah ineği yaratır, köfteyi siz yapacaksınız. ‘Allah’ım bana köfte ver’ demekle ‘Allah’ım İsrail’i kahret’ demek arasında fark yoktur. Güneş herkese eşit doğar. Bir şeyleri sen yapacaksın. Biz çocuklara çalışmayı değil, beddua etmeyi öğretiyoruz. Allah’ım bana çalışma azmi ver, aklımı geliştir demek lazım. Allah sana köfte verirse İsrail’i de kahreder! Tercihlerimizden sorumluyuz. Arap’ın taklitçisi, Batı’nın askeri olmamıza gerek yok. Osmanlı kaç kıtaya hükmetti, bu zengin tarih bize yeterlidir. Doğruları kısmen alıp kendimize katabiliriz. Ya ondan olacaksın ya bundan olacaksın diye bir kavram yok. Kendin bir şey üretirsen onu savunabilirsin, gördüğünü değil. Ürettiğini tam savunabilirsen ve iyi koruyabilirsen bu sana zenginlik katar. İkinci doğuş bizi bu taklit sıkıntısından kurtaracağı için çok değerlidir.” Ungan, konferansın sonunda öğretmenlerin öğrenciyi sevmek zorunda olduğunun altını çizdi ve “Biz çocuklara muhtacız. Öğrencileri sevmeyen öğretmen mesleğini icra edemez. Öğrenci bize mecbur değildir ama Attila İlhan’ın dediği gibi, ‘biz size mecburuz.’ Kuyumcu altını sevmiyorsa üç günde iflas eder. Maaş otomatik yatıyor deyip dinlersen dinle, dinlemezsen çık diye bir öğretmen hakkı ve seçeneği yoktur. Kötü yönetilen, kendini yenilemeyen firmalar iflas edip batıyor. Eğitimci kendini geliştirmeden nasıl ayakta kalabilir? Öğretmen de kendini yenileyecek, öğrenciyi sevecek ve bir sanatkâr gibi mesleğinin hakkını verecek” ifadelerini kullandı. Program sonunda Dekan Yardımcımız Doç. Dr. Bircan Eyüp tarafından Prof. Dr. Suat Ungan Hocamıza bir teşekkür belgesi takdim edildi.

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI Türkiye’nin öğretmen yetiştirme alanında en önemli kurumları arasında yer alan Fakültemiz tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama programı düzenlendi. Üniversitemiz Mahmut Goloğlu Kültür Merkezindeki programa Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Atilla Çimer ve Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu’nun yanı sıra Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman, Akçaabat İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Usta, Akçaabat İlçe Emniyet Müdür Vekili Başkomiser Neslihan Tut Kırman, protokol mensupları, dekanlarımız, müdürlerimiz, akademisyenlerimiz ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı. Programda emekliye ayrılmış çok sayıda davetli mezun, akademisyen ve öğretmen de yer aldı. Öğretmen adayı öğrencilere seslenen Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Atilla Çimer, “Türkiye’nin en önemli öğretmen yetiştiren fakültelerinden birinde eğitim alıyorsunuz. 2018’de kurulan Trabzon Üniversitesi’nin 6 yıllık değil, 60 yıllık bir fakültesinde yükseköğrenim gördüğünüzü unutmayın” dedi. EĞİTİMCİNİN KARARLARINA TÜM TOPLUM SAYGI DUYMALI Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Atilla Çimer, Rektörümüz Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu’nun öğretmenler günü ile ilgili mesajını iletip, bugüne kadar ülkemizin değişik bölgelerinde öğretmenlik mesleğini ifa ederken şehit olmuş öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anarak başladığı konuşmasında “Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi; ‘öğretmenlik dünyanın her yerinde değer verilen bir meslektir.’ İnsan yetiştirdiğimiz için kutsal bir mesleği yerine getiriyoruz. İşimiz zor; çünkü dünyanın her yerinde öğretmenlik işinden herkes çok iyi anlıyor! Bizim kadar herkes müdahil olabiliyor. Aldığımız kararlara, yaptığımız uygulamalara yöneticiden siyasetçiye, veliden esnafa kadar herkes müdahil olduğunda zorluk yaşıyoruz. Ama biz bunlarla baş edecek şekilde öğretmen yetiştirmeye devam ediyoruz. Atatürk’ün Maarif Kongresi, eğitimi tek elde toplaması, köy enstitülerin kurulması, yüksek öğretmen okullarının kurulması çok değerlidir. Devamında bunlardan birisi de Fatih Eğitim Fakültesi olmuştur. Türkiye’nin en önemli öğretmen yetiştiren fakültelerinden birine sahibiz. Fatih Eğitim Fakülteli olduğumuzu her yerde gururla, onurla ifade ediyorum. Genç meslektaşlarım; siz de 2018 yılında kurulan Trabzon Üniversitesi’nin 6 yıllık değil, 60 yıllık bir fakültesinde yükseköğrenim görüyorsunuz. Biz Türkiye’nin en iyi öğretmenlerini yetiştirmek durumundayız. Türk Milleti’nin yaşadığı her yerde Türk Bayrağı’nın korunmasını sağlayarak, vatanını-milletini seven, çalışkan ve vicdanlı öğretmenler yetiştirmek zorundayız. Bu yolda Fatih Eğitim Fakülte yönetimimizin iş azmi, çalışma ideali, işlerimizi kolaylaştıran arzusu ve tutkusu bizi çok memnun ediyor, kendilerine teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı. DEKANIMIZ: MİLLİ-MANEVİ DEĞERLERDEN KOPMAYIN Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu ise fakülte olarak yaklaşık 60 yıldır farklı branşlarda öğretmen yetiştirdiğimizi belirttiği konuşmasında; “Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaşamı boyunca öğretmenlere büyük önem vermiştir, Kurtuluş Savaşı devam ederken 1921 yılında Maarif Kongresi’ni tertip ederek eğitim alanındaki hamleleri savaş sürecinde dahi es geçmemiştir. Öğretmenler sadece ders veren insanlar değildir; toplumun gelişmesine ışık tutan insanlardır. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük liderlerinden biri olan Fatih Sultan Mehmed Han’ı da Akşemseddiin ve Molla Gürani yetiştirmiştir. Mısır seferi dönüşünde İbn-i Kemâl’in atının ayağından sıçrayan çamur, ‘celalli padişah’ Yavuz Sultan Selim’i kızdırmamış, bilakis öldükten sonra çamurlu kaftanı sandukasının üzerine örtülmüştür. Biz böyle bir kültürden geliyoruz. Öğretmen eğitimini rasyonaliteye, bilimsel bir akla, milli-manevi değerlerimizin kodlarına oturtamadığımızda Batı ile yarışamayız. Eğitimin üç süzgeci vardır; bunlar bilgi, vicdan ve vatanseverlik’tir. Bu süzgeçler kullanılmadan öğretmenlik işlemez, bu süzgeçten geçmeyen insanlar da topluma fayda vermez” dedi.

Bölüm akademik değerlendirme toplantıları, Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu, Dekan Yardımcılarımız Doç. Dr. Bircan Eyüp ve Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni, Bölüm Başkanları, Bölüm Başkan Yardımcıları ve Ana Bilim Dalı Başkanlarının katılımlarıyla 21-22 Kasım 2024 tarihlerinde Dekanlık Toplantı salonunda gerçekleştirildi. Fakültemiz bünyesinde yer alan Bölümlerin akademik faaliyetlerini, kalite ve akreditasyon süreçlerini değerlendirmek amacıyla yapılan toplantılarda her bir Bölüm ile ayrı ayrı toplantı yapıldı. Toplantılarda süreç değerlendirmesi ile birlikte bundan sonraki süreçlerde yapılması gerekenler üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.

Bölüm sekreterleri toplantımız Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu, Dekan yardımcılarımız Doç. Dr. Bircan Eyüp ve Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni, Fakülte sekreterimiz Yakup Kurtuldu ve Bölümlerimizde görev yapan bölüm sekreterlerimizin katılımlarıyla 12 Kasım 2024 tarihinde saat 14.00’te Dekanlık Toplantı salonunda gerçekleştirildi.  

07 Kasım 2024 tarihinde Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu'nun teşrifleriyle Dekanlığımızda "Akademik Birim Değerlendirme Toplantısı" gerçekleştirildi. Toplantıya Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hasan Karal, Prof. Dr. Hüseyin Serencam ve Üniversitemiz Yönetim Kurulu Üyeleri de iştirak etti.  Ayrıca Bölüm Başkanlarımızın da yer aldığı bu toplantıda, Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu tarafından Fakültemizin faaliyetlerini kapsayan bir sunum gerçekleştirildi. Yapılan değerlendirmelerin ardından, önümüzdeki döneme dair beklenti ve öneriler paylaşılarak toplantı sona erdi.

Fakültemiz bünyesinde 07.11.2024 tarihinde Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde “KPSS Serüvenim” konferansı gerçekleştirildi.   Konferansta Fakültemiz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Fatih Koca, KPSS sürecinde öğretmen adaylarının dikkat etmesi gereken hususları ayrıntılı bir şekilde ele aldı. Devamında öğretmen adaylarımızdan gelen çeşitli soruları cevaplandırdı. Konferansın sonunda Dekan yardımcımız Doç. Dr. Bircan Eyüp tarafından hocamıza teşekkür belgesi takdim edildi.

Fakültemiz ile Karadeniz Kültür ve Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliğiyle düzenlenen "Cumhuriyet ve Eğitim" konulu panel büyük ilgi gördü. Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen programda konuşmacılar demokrasinin Türk tarihi yönünden gelişimine vurgu yaparak dönüşümün en önemli fonksiyonunun eğitim olduğunun altını çizdi. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen panele; Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ve Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu’nun ev sahipliğinde 25. Dönem Trabzon Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu, Ortahisar Kaymakamı Gürkan Demirkale, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, dekanlarımız, müdürlerimiz, akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimiz katıldı. Programda konuşmacı olarak Fakültemiz Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümünden öğretim üyelerimiz Prof. Dr. Ebru Demircioğlu, Prof. Dr. Rahmi Çiçek ve Doç. Dr. Mehmet Akpınar yer alırken, programın moderatörlüğünü  Fakülte Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu üstlendi. Demircioğlu, Cumhuriyet’in bânisi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle andıktan sonra şöyle konuştu: “Tarihte iki önemli kavram öne çıkar, bunlardan biri eğitim, diğeri değişimdir. Türk tarihinde eğitimin gelişimi Büyük Selçuklu’ya kadar gider. Özellikle Nizamiye Medreseleri bu sürecin önemli kilometre taşlarından biridir. Farklı Türk devletleri ile bu süreç devam etmiştir. Cumhuriyetin laboratuvarı 19. yüzyıldır.” diyerek; programa katılan konuşmacılara ve konuklara teşekkürlerini iletti. Daha sonra Cumhuriyet ve Eğitim konusunu kavramsal çerçevede ele alan Doç. Dr. Mehmet Akpınar, klasik Türk devletinin her döneminde kurultay sisteminin söz konusu olduğunu belirterek, “Bu nedenle demokratik sisteme en yatkın millet biziz. Osmanlı’nın birinci ve ikinci padişahı kurultay kararı ile başa getirilmiştir; Amca Dündar değil de Osman Bey’in devletin başına geçmesine bir heyet karar vermiştir. Dolayısıyla Cumhuriyetin kültürünün izleri, bizim tarihimizde mevcuttu” diye konuştu. Tek partili dönemde eğitimdeki gelişmeleri değerlendiren Prof. Dr. Rahmi Çiçek ise şunları söyledi: “Cumhuriyetle başlayan dönüşümlerin en önemlisi eğitimdir. Mustafa Kemal, gittiği her şehirde bir okulu ziyaret etmiştir. O’nun veciz özdeyişindeki gibi; ‘eğitim savaşını kaybedersek daha önce verdiğimiz tüm savaşları kaybetmiş oluruz.’ Siyaset rüzgâra göre değişebilir; eğitim rüzgâra göre değişmemelidir. 1947’den sonra Batı’ya bakmaya başladık. Doğru olan; Cumhuriyet’in kurucu felsefesine bakmamızdır.” ‘Cumhuriyet ve Atatürk Döneminde Kadın’ konusunda sunumda bulunan Prof. Dr. Ebru Demircioğlu ise “Atatürk’ten önce resmi nikâhı olmayan, vapurda eşiyle birlikte oturamayan, sinemaya alınmayan kadın figürü vardı. O’nun kararlı liderliği ile Türk kadını, hem temel haklarına kavuştu, hem de devlet yönetiminde söz sahibi oldu. Türk kadını Kadınlar Halk Fırkası’nı kuracak bir role kavuştu. Atatürk devrim niteliğindeki kararlarıyla kadını görünür kıldı. Cumhuriyet bir kadın devrimidir” ifadelerini kullandı. Panel sonunda Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, panel programında sunum yapan hocalarımıza birer teşekkür belgesi takdim etti.

Fakültemiz ile Teknoloji Transferi ve Proje Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından ortaklaşa düzenlenen TÜBİTAK-2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı Proje Hazırlama Atölye Etkinliğinde ilgili program detaylarıyla tanıtılarak nasıl proje önerisi yazılıp yürütüleceğine dair hususlar tartışıldı. Merkez Fatih Kampüsümüzdeki Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’ndeki TÜBİTAK-2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı Proje Hazırlama Atölye Etkinliğine tüm birimlerden öğrencilerimiz yoğun ilgi gösterdi. İlgili programın tanıtım sunumunu yapan Teknoloji Transferi ve Proje Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Gülay, TÜBİTAK 2209 projelerini tanımlayarak önemine işaret ederken şunları söyledi: “2209 programları, lisans öğrencilerinin araştırma becerilerini geliştirmeleri, bilimsel çalışmalara katılmaları ve özgün katkılar sağlamaları için büyük fırsatlar sunmakta ve öğrencilere akademik ve profesyonel kariyerlerinde öne çıkaracak yetkinlikler kazandırmaktadır. Aynı zamanda ilgili projelerin gerçekleştirilmesi ile araştırmaya dayalı düşünme, yaratıcı ve eleştirel bakış açıları geliştirme becerilerinizi geliştirebilirsiniz.” Daha sonra 2209-A projelerine ilişkin soru-cevap bölümüne geçildi. Bu bölümde mevcut projelerde deneyimi bulunan öğrenciler görüşlerini paylaşırken; proje yazma, yürütme, konu bulma ve teknik hususlara ilişkin soruları Teknoloji Transferi ve Proje Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mehmet Kokoç ve yardımcıları Doç. Dr. Ayşegül Aslan ve Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Gülay ile Öğr. Gör. Sevilay Kalyoncu birlikte cevapladı. Merkez Müdürü Doç. Dr. Mehmet Kokoç, TÜBİTAK’ın 2209-A desteğinin geleceğin bilim insanlarını yetiştirme yolunda atılan önemli bir adım olarak nitelendirirken, üniversite öğrencilerinin alandaki çalışmalarının, ülkemizin bilimsel gelişimine katkı sağlayacak değerli birer yapı taşı olacağına vurgu yaptı. Merkez Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ayşegül Aslan, disiplinlerarası projelerin sağlayacağı katkının önemli olduğunu ve ilgili projeleri yürütmenin mesleki yaşama hazırlık açısından yarar sağlayacağını belirtti. Atölye etkinliği, katılım sağlayan tüm öğrencilere ve programa destek veren fakülte yöneticileri ile akademisyenlere teşekkür edilerek tamamlandı. Fakültemiz Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Bircan Eyüp ve Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni de programa katılarak katkı sağlayan hocalarımıza birer teşekkür belgesi verdi.

İdari personel toplantısı Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu başkanlığında Dekan yardımcılarımız Doç. Dr. Bircan Eyüp, Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni ve Dekanlığımız idari personellerinin katılımlarıyla 24 Ekim 2024 tarihinde saat 11.00’de Dekanlık toplantı salonunda gerçekleştirildi.

 2024-2025 eğitim öğretim yılı güz yarıyılında Fakültemiz genelinde Topluma Hizmet Uygulamaları ile ilgili olarak  Dekan Yardımcımız Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni başkanlığında 15 Ekim 2024 tarihinde saat 11.30'da Dekanlık toplantı salonunda  bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda Topluma Hizmet Uygulamaları kapsamında yapılması planlanan projeler ve sürecin nasıl yürütüleceğine dair görüş alış verişinde bulunuldu.

Araştırma görevlileri toplantımız Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu başkanlığında Dekan yardımcılarımız  Doç. Dr. Bircan Eyüp, Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çepni ve Fakültemiz araştırma görevlilerinin katılımlarıyla 21 Ekim 2024 tarihinde saat 11.00’de Dekanlık toplantı salonunda gerçekleştirildi. 

Haberin devamı için Tıklayınız.

Fakültemiz, 2024-2025 eğitim öğretim yılı için 04.10.2024 tarihinde Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde öğretmen adaylarımıza yönelik Öğretmenlik Uygulaması dersi hakkında bilgilendirme toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya Fakültemiz öğretim elemanları ve son sınıf öğrencileri katıldı.  Toplantıda ilk olarak konuşma yapan Fakülte Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu, öğretmenliğin toplumsal gelişimdeki önemine vurgu yaparak adaylara bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmeleri gerektiğini ifade etti. Ayrıca Dekanımız, öğretmen adaylarının gelecekte ülkenin eğitimine ve öğrencilerin hayatlarına yapacakları katkıların altını çizdi. Daha sonra Fakültemizin Öğretmenlik Uygulamaları Koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Zeki Saka, öğretmenlik uygulamasının işleyişi ve adayların uygulama yapacakları okullarda dikkat etmeleri gereken hususlar hakkında detaylı açıklamalarda bulundu. Verimli bir ortamda gerçekleşen toplantı, adaylar için bilgilendirici ve yönlendirici nitelikte oldu. Bilgilendirici sunumları için Fakülte Koordinatörümüz Prof. Dr. Ahmet Zeki Saka’ya ve toplantıya katılan değerli hocalarımıza ve öğretmen adaylarımıza çok teşekkür ederiz.

Üniversitemiz Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörlüğü tarafından Fakültemiz, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi birinci sınıf öğrencilerine yönelik “Bağımlılıkla Mücadele Uyum Eğitimi” gerçekleştirildi. Değerli yöneticilerimizin ve öğrencilerimizin göstermiş olduğu ilgiye teşekkür eder, bağımlılıkla mücadelede toplumsal farkındalığın artmasına katkı sunan Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Fatma Dilek Şeker’i değerli sunumundan dolayı tebrik ederiz.

Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu, Taka Gazetesi muhabiri Ayşe Sancak'a güvenli okulların eğitimde başarıyı artırmadaki önemini vurgulayan açıklamalarda bulunarak, güvenli bir öğrenme ortamının öğrenci motivasyonu ve akademik performans üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekti. Uzmanlara göre kendini emniyette hisseden öğrencilerin başarı düzeyleri artıyor. Güvenlik problemleri başgösterdiğinde hem başarı oranları düşüyor hem de verilen tepki, okulu terk etmeye kadar gidiyor!.. ORTAK SORUMLULUK Trabzon Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Demircioğlu, dünyanın pek çok yerinde okulların güvenlik problemleriyle karşı karşıya olduğunu ifade ederek sağlıklı bireylerin yetişmesinde ve öğrencilerin akademik açıdan başarısında okul güvenliğinin son derece önemli olduğunu söyledi. Okulların açılmasıyla birlikte dünyada ve ülkemizde gündemimize giren konulardan birinin de okul güvenliği olduğunu hatırlatan Demircioğlu, güvenli okulların inşasında okul ve okul paydaşlarına önemli görevler düştüğünü vurguladı. Güvenli Okul kavramını “okuldaki öğrenci, öğretmen ve diğer çalışanların kendilerini fiziksel, duygusal ve psikolojik açıdan güvende ve emniyette hissetmesi” şeklinde tanımlayan Demircioğlu şunları kaydetti: İŞ BİRLİĞİ VURGUSU “Dünyada ve ülkemizde ne yazık ki şiddet, internet, oyun ve uyuşturucu bağımlılığı, ihmal ve istismar gibi unsurlar okullardaki temel güvenlik problemleri arasında yer alıyor. Okullarda yaşanan güvenlik eksikliklerinin bazı öğrencilerde psikolojik sorunları, motivasyon düşüklüğünü, odaklanamamayı, okula devamsızlığı tetiklediğini gözlemliyoruz. Devamında okulu terk etme eğilimleri bile söz konusu olabiliyor. Güvenli eğitim için güvenli okullar şart. Bu konuda okul idarecileri, veliler ve öğretmenlerin yanı sıra polis, jandarma ve bekçi gibi iç güvenlik personelinin de iş birliği hâlinde çalışması, düzeyli ve düzenli bir koordinasyonla her aşamada okul güvenliğinin tesis edilmesi sürekli bir sorumluluk. Nitekim güvenli okulların başarıyı artırdığını gözlemliyoruz.” Haber için tıklayınız.